Granüler zeminlerin sıkıştırılması için derinde malzeme eklenmesi yapılmaksızın titreşimli borular veya sondalar üstteki düşey vibratörler yardımıyla zemin içerisine sokulabilir. Yalnız yüzeyde meydana gelecek çöküntü geri dolgu malzemesiyle doldurulmalıdır. Bu tekniğin uygulanabilmesi için kohezyonsuz zemin içerisindeki ince daneli malzeme miktarı maksimum % 15 ile 20 olmalıdır. Birkaç değişik patentli sondalar mevcuttur ki bunlardan bazıları şunlardır: Terra-Probe, Vibro-Wing ve Tri-Star veya Y-Probe.
Terra-Probe’da 760 mm çapındaki geniş, açık uçlu bir boru titreşimli kazık çakma makinesi ile gevrek granüler zemin içerisine çakılır. Boru tasarım derinliğinden 3 – 5 m daha uzundur. Zeminin sıkıştırılması borunun hem içinde hem de dışında gerçekleşmektedir. Oluşturulan titreşim genellikle düşey yönde olup vibratörün frekansı ayarlanabilmektedir. Genellikle frekans 15 Hz civarındadır. Bir saat içerisinde 1-3 m aralıklarla yaklaşık 15 sonda zemin içerisine çakılabilmektedir. Bu teknik vibroflotasyonda olduğu gibi sonda etrafına geri dolgu malzemenin yerleştirilmesini gerektirmemektedir. Fakat orijinal yüzey kotunu muhafaza etmek için bir miktar geri dolgu malzemesi eklenir.
Japon tipi Vibro-Sonda sisteminde üzerinde kısa nervürleri olan çelik çubukları kullanmaktadır.
Yıldız şeklindeki Franki Y-Probe ise 120 derecelik açılarla birbirlerine kaynaklanmış 0.5 m genişliğinde çelik kanatlardan oluşur. Sonda ile zemin arasındaki sürtünmeyi artırmak amacıyla plakalar üzerine küçük yatay nervürler oluşturulmuştur. Sonda 25 m uzunluğuna kadar olabilir.
İsveç Vibro Wing sistemi ise 0.5 m aralıklarla yerleştirilmiş yaklaşık 0.8 m uzunluğunda kanatları olan 15 m uzunluğunda bir çelik çubuk kullanmaktadır. Sondanın zemin içerisine sokulma hızının yavaşlaması üzerine sürtünme direncini azaltmak için su jeti kullanılabilir. Sonda aynı zamanda sıkıştırma işlemi sonucunda oluşabilecek aşırı boşluk suyu basınçlarının sönümlenebilmesini kolaylaştırmak için drenaj tüpleriyle de teçhiz edilebilir. Bu teknikte sıkıştırma verimliliğini etkileyen en önemli faktörler sıkıştırma noktaları aralıkları, her noktadaki sıkıştırma süresi ve sondanın kullanımına ilişkin özellikler (zemin içerisine sokulması, tutulması, geri çekilmesi) dir. Bununla beraber zeminin başlangıçtaki izafi sıkılığı, sıkıştırılması gereken zeminin derinliği ve istenilen sıkıştırma derecesi de göz önünde bulundurulmalıdır (Massarsch, 1991). Sondanın zemin içerisine sokulması esnasında meydana gelen deplasmanlar da önemli ölçüde zeminin sıkıştırılmasına katkıda bulunmakta ve hem düşey hem de yatay gerilmeler artmaktadır. Sondanın farklı derinliklere sokulma sayısı ve ilerleme miktarı da önemlidir. Genellikle sonda tasarım derinliğinin sonuna kadar sokulmakta ve aşama aşama geri çekilmektedir. Bu işlem istenilen sıkışma derecesi sağlanana kadar tekrar ettirilir. Sıkıştırma noktaları arasındaki optimum aralık sondanın şekline ve ebatlarına bağlıdır. Daha dar bir karelaj aralığı fakat daha kısa sıkıştırma süresi genellikle tercih edilir. Bu tip bir seçim daha homojen bir zemin sıkıştırması sağlayacaktır.
Bir diğer önemli faktör ise sıkıştırma işleminin hangi sırada yapıldığıdır. Sıkıştırma işlemini, ilki daha geniş bir karelaj aralığında olmak üzere iki geçişte yapmak daha avantajlıdır. Karelaj aralığının daha geniş olması durumunda sondanın zemin içerisine sokulması daha kolay olacaktır.
İlk sıkıştırma işleminden sonra ikinci geçişe başlamadan önce zemine tekrar konsolide olabilmesi için zaman tanınmalıdır. Bu ana kadar ki tecrübe göstermiştir ki ikinci geçiş esnasında sıkıştırma süresi çok daha az ve ilk geçişte sıkıştırılmış zemin kolonları sondayı daha gevrek zeminlere yönlendirecektir. Bir kum tabakası içerisindeki çok ince silt ve kil bantları bile sıkıştırma işlemini olumsuz olarak etkileyecektir.
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi: Anonim seçerek yorumlarınızı yapabilirsiniz.