Genetik algoritmalar, türev bilgisi ve çözüm uzayı hakkında başlangıç
bilgisi gerektirmeyen bir yöntemdir. Arama mekanizmasının rastlantısal yapısı
gereği, çözüm uzayının tümünde arama yapabilme kabiliyetine sahiptir. Bu
nedenle, diğer arama ve optimizasyon yöntemlerine göre, genel en iyiyi
bulabilme şansı daha yüksektir. Klasik yöntemlerdeki amaç fonksiyonun çok iyi
tanımlanmış ve basit olması gerekirken, genetik algoritmalar gürültülü, süreksiz
ve zamanla değişen fonksiyonları da optimize edebilmektedir (Chipperfield and
Fleming 1996). Genetik algoritmaları matematik tabanlı bir yöntem olarak
görmemek gerekir. Hesaba dayalı yöntemlerdeki gibi matematiksel ve iteratif
formüller kullanmak yerine, bir kuşaktan
diğer kuşağa çözümün geliştirilerek optimumun belirlendiği bir yöntemdir (Man
et al 1996).
Genetik algoritmalar doğada var olan bir yarışma ortamında, ancak daha
iyi ve daha kuvvetli olan bireylere kazanma şansının verildiği, biyolojik
olaylara benzetilerek geliştirilmiş, paralel ve küresel bir arama tekniğidir.
Arama uzayında aynı anda bir çok nokta değerlendirildiği için, küresel çözüme
ulaşma olasılığı fazladır. Genetik algoritmalar kod yapıları içinde, en iyi
olanların yaşayabilme şansı ile yapılandırılmış olsa da, rastgele bilgi alışverişi
olaylarını birleştirerek bir arama algoritması oluştururlar. Genetik
algoritmalar Darwin’in evrim teorisini kullanırlar. Darwin’e göre, mevcut
organizmalar arasında meydana gelen üreme, çaprazlama ve mutasyon işlemlerinin
sonucunda yeni tür canlılar oluşmaktadır (Tan et al 1995).
Evrim teorisinin bu kavramları, problemlere daha doğal bir yoldan çözüm
aramak amacıyla genetik algoritmalara uygulanmıştır. Önce problem için olabilecek uygun farklı
çözümler, yani kodlu diziler oluşturulur. Sonrada bu çözümlerin ne derece iyi
sonuç verdiklerine bakılır. Bütün olası
çözümler arasından, iyi olanların bir kısmı seçilir, diğerleri ise elenerek “en
iyinin yaşaması” kuralı uygulanır.
Seçilen çözümlere üreme, çaprazlama ve mutasyon işlemleri uygulanarak,
bir önceki kuşağa göre daha iyi sonuç vermesi beklenen yeni bir olası çözümler
kuşağı oluşturulur. Bu şekilde yeni kuşak üretimi ve değerlendirilmesi
işlemleri, istenene çok yakın bir kuşak yakalanıncaya kadar devam eder.
Uyum kabiliyeti ve hayatta kalabilme özelliklerini öğrenmenin en iyi
yolu, biyolojik örneklerin dikkatle incelenmesi olmuştur. Ancak, genetik
algoritmalar yönteminin önemli üstünlüğü,
doğayı taklit eder şekilde çalışması değildir. Ulaşılması gereken birden
fazla hedef var ve bunların bir başlık altında toplanması zor ise, ayrıca
bulunan cevaba yakın diğer çözümlerle ilgili bilgi de gerekiyor ise, genetik
algoritmalar hesaba ve sayıma dayalı yöntemlere göre daha üstün bir yöntemdir
(Pearce and Cowley 1996).
Genetik algoritmalar yeterli ve etkili bir araştırma gerektiren
problemlere uygun bir yaklaşım gerektirdiğinden işletme, fen ve mühendislik
alanlarında gittikçe daha fazla uygulanan bir yöntemdir. Genetik algoritmalar;
fonksiyon optimizasyonu, görüntü
işleme, sistem tanılama, kontrol, robot sistemleri, mühendislik
tasarımları gibi birçok farklı alanlarda kullanılmıştır (Kristinsson and Dumont
1992).
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi: Anonim seçerek yorumlarınızı yapabilirsiniz.